bana dair,  bize dair

Fazla arazisi olan var mııı?

Ön not: Bu yazı sosyal medyada ciddi bir heyecana yol açtı. Bunu tatmak isterseniz, sosyal medyada yapmış olduğum paylaşıma gidip yorumlara göz atabilirsiniz :)) https://www.facebook.com/emrettin/posts/10157547133233845

***

Bu, çok büyük bir konuyu mümkün olan en kısa şekilde özetleme denemesi olacak. Bu yazının sınırlarını aşan birçok detayın olduğu, muhtelif sorular uyandırabileceği ortada. Bunları, dileyenler bu paylaşımın altından sorabilirler, böylece hem diğerleri de aydınlanır hem de aynı zamanda bir fikir teatisi ortamı oluşur. (Herhangi bir sebeple özelden seslenmek isteyenler de buyursunlar elbette.)

Dersimiz: Topluluk oluşturuyoruz (inşallah!)
Konumuz: Boşta duran uygun arazilerinizi değerlendirme olasılığımız


Genel özet: Kiminizin bildiği kiminizin bilmediği üzere, uzun yıllardır ortak bir alanda topluluk olarak yaşama hayalim(iz) var. 2012’den beri etrafımda beliriveren dostların büyük kısmı ile benzer hayalleri paylaşıyor, konuşuyor, üstüne kafa yorup duruyoruz. (Bu kişilerin bir kısmıyla 2014-2017 arasında Köyceğiz-Çandır’da 4 kişilik bir yaşam deneyimim(iz) de mevcut.)


Bu süreçte Çandır deneyiminin yanı sıra, birçok topluluk girişimi olasılığını dostlarla araştırdık. Önemli yollar kat ettik, kalpleri buluşturduk, düşündük-taşındık, şu oldu – bu oldu ama o “büyük adım”ı atmanın zamanı gelmedi, ki at(a)madık.

Şimdilerde ise, özellikle Covid-19 süreci, bizlere bu adımı atmanın her zamankinden daha gerekli ve önemli olduğunu bildiren bir ulak oldu. Mevcut durum, bir ay kadar önce biz bir grup insanı çembere oturttu. Sonrasında bu gruptan birkaç kişi (ki her biri yıllardır benzer hayaller, denemeler peşinde) “Ben artık bu adıma hazır hissediyorum” dedi ve bir çekirdek grup oluştu; akabinde hızla konuya dair buluşmalar yapmaya, aklımızdaki yerleri dolaşmaya ve hatta arazi bakmaya başladık. (Hemen akla gelecek bir soruyu hemen cevaplayayım: Hayır, yola sadece bu kişiler olarak devam etme gibi bir niyetimiz yok. Bunla birlikte şu an için odağı korumak ve daha çevik hareket edebilmek adına, ekibi bir süreliğine bu şekilde tutmaya karar verdik.)


Sadede gel Emre: Gelelim sebeb-i iletiye. Arazi bakıyoruz falan diyorum ama altı kişilik bu grubun pek de bir birikmişi yok. Gerçi eşe-dosta ve akışın doğru kişileri ve gerekli maddi bolluğu karşımıza çıkaracağına olan güvenim yüksek. Eğer ki bir arazi, bir bölge bizi çağırıyorsa, biz de kaynağı çağırır ve onla buluşuruz; umudum(uz) bu yönde 🙂 Nitekim halihazırda eş-dosttan destek olma niyetini paylaşanlar var mesela.

Fotoğraf: Volkan Ermiş (Birkaç hafta önce bakmış ve büyülenmiş olduğumuz, “alsak mı?” dediğimiz araziden)


Bunla birlikte, yıllardır bu konu ne zaman gündeme gelse, aklım(ız)a hep gelen bir şey de var, o da tanıdık-tanımadık bir sürü dostun muhtelif yerlerde arazileri olduğu ve bunların bir köşede bekleyip durduğu; belki kendisi bile farkında olmadan zamanında burayı tam da böyle bir ortak yaşam için almış olabileceği vs.

Hiç merak etmeyin, mülkiyetsel ilişkilerin riskleri, olası sorunlar benim (bizim) de aklıma geliyor ama başlangıçta sıkı bir şekilde konuşursak ve çemberlere oturur, “olmak isteyen”e kulaklarımızı açarsak, oluru var gibi de geliyor. Yoksa da bunu birlikte düşünmek, kafa kafaya ve kalp kalbe verip üstüne tefekkür etmek bile müthiş bir kazanım olacaktır.


Uzun lafın kısası, bir şekilde kaynak yaratıp* bir yer almaya kalkmadan önce “Yahu benim şurada şöyle bir yerim var; orada yaşamaya ne dersiniz?” diyebilecek dostlar varsa seslenmesini rica ediyoruz. Sonrasında bunun olabilirliğine birlikte bakarız. Şu aşamada herhangi bir taahhüt, kesinlik vs. peşinde değiliz. Bir araya gelelim, konuşalım, birlikte hissetmeye çalışalım. Olursa ne âlâ, olmazsa “denedik” deriz, hiçbir şeycik kaybetmeyiz. Dostluk baki… Hem buradan bambaşka kapılar da açılabilir, kim bilir.

* Kaynak yaratımı her halükarda gerekecek ama olur da arazi satın alımı için ödeme yapmamız gerekmezse bu kaynağı altyapı, evler vs. için kullanmak harika olur!

-Hiçbiri katı olmayan- birkaç detay:

– Şu an için önceliğimiz Güneybatı Türkiye’nin yüksek kısımları. Yüksekten kastım, nerede olduğuna göre değişebilir elbette ama kabaca 500 – 1.200 metre aralığı sanki. Bunla birlikte açabileceğiniz bir alan varsa ama daha alçakta/yüksekteyse veya ülkenin başka bir bölgesindeyse, belki bunu da değerlendirebiliriz.

– Arazi büyüklüğü için kafamızda net bir şey yok ama bu altı kişi ve eklenebilecek dostları da düşündüğümüzde ne kadar büyük, o kadar iyi. 8-10 dönümden büyük olsa iyi olur mesela. 20-30-50 olsa şahane! Veya alan küçüktür ama çevrede zamanla satın alınmaya uygun, makul fiyatlı araziler vardır; bu da düşünülebilir.

– Turistik bölgeler, rant alanları, yakınında bol kimyasallı tarım yapılan yerlerdense gözümüz yabanda. Dağda, bayırda, ormanda; kuytu köşelerde…

– Bizi yerine buyur edecek kişilere biz ne verebiliriz? Çeşitli armağanları, yetenekleri, becerileri olan insanlarız. Lakin önceden belirlenmiş ezbere karşılıklar önermektense tüm tarafların ihtiyaçlarına göre karşılıklı olarak neleri ve nasıl sunabileceğimize birlikte bakabiliriz diye düşünüyorum.

***

En başta dediğim üzere konu çok çok geniş; yazdığım her cümle birkaç yeni cümleyi getiriyor zihnime ancak bu satırların okunabilirliğini önemsediğim için yavaştan bitiriyorum.

Bu düşünceler, hayaller bir yerlerinize dokunuyorsa lütfen seslenin. Bu yazıyı paylaşabileceğiniz dostlarınız varsa lütfen paylaşın. Aklınıza/kalbinize düşen soruları lütfen iletin. Birlikte akalım, düşünelim/taşınalım, hissedelim… “Arazim yok ama şu şekilde destek olurum” diyorsanız da seslenebilirsiniz. Her türlü katkının zamanı gelecek :))

Hayırlara vesile olsun…

***

Konuya dair biraz daha akıl/kalp yürütmek isteyenler için üç tane yazı önerim olacak:

* topluluk bir-ki dizisi >>> İki yıl önce topluluk olmaya dair dörtlü bir dizi yazmıştım. Burada ilk yazının bağlantısı var; başlayıp ilginizi çektiği takdirde devamını getirebilirsiniz.

* hadi verelim! >>> Yine neredeyse iki yıl önce yazmış olduğum ve sahip olduğumuz (!) her bir şeyin aslında ortak yaratım olduğunu ortaya koyduğum yazı. Vermek için gaza ihtiyaç duyanlar buyursun 🙂

* Topraksızlar ve ‘toprak sandığı’ >>> Bu yazı ise Metin Yeğin’den, bir ay kadar önceden. Brezilya’daki Corona dönemi dayanışma ağlarını anlatıp en sonda da bir üstte paylaştığım yazıdaki çağrımın bir benzerini ortaya atıyor.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir