Dün, şimdiye kadar destek vermiş veya verme isteğini paylaşmış dostlara üçüncü mektubumu yolladım. Kasım ayı gelir-gider durumlarını ve hatta harcama kalemlerini paylaştım. Aşağıya, yine olduğu gibi kopyalayacağım. Ama konuyla ilgili en son yazdığımdan beri eklenen destekçileri de araya sıkıştırayım öncelikle: Gülengül Anıl, Gökçe Okullu, Seda Ergazi, Ömer Murat Ünsal, Levent Yıldırım, Namık Türk, Doğa Aktan, Gül Büyükbay ve Melis-Emre Rona da destek olmaya başladılar veya destek olacaklarını söylediler. Böylece toplam destekçi sayısı 35 oldu! ((:
Televizyonunu yeni açan ve neyden bahsettiğimi bilmeyen seyirciler için bir cümleyle özetlemek gerekirse de, kendimce doğru bulduğum hayatı yaşamam, topluluk(lar) oluşturma ve diğer baĞzı güzellikler için rahatça çaba ve zaman sarf edebilmem için ihtiyacım olan parayı, hayatımı ve seçimlerimi desteklemek isteyen dostların destekleriyle -belirsiz- bir süreliğine talep ettim ve olaylar gelişti.
Ama ben yine de sizi şu yazıya davet edeyim ki meramımı daha iyi aktarabileyim.
Ve şimdi de mektup gelsin…
Sevgiler…
—————————————————
Konu: Emre’den 3. mektup
Ve destekleyenlere 3. mektup gelsin ((:
İşin komik tarafı ne biliyor musunuz? Önce mektup olarak yazıyorum, sonra da olduğu gibi blogda paylaşıyorum bunları. Ama o kadar şeffaflaştığım ve kendimi öylece ortaya serdiğim günler ki, başka türlüsü elimden ve içimden gelmiyor.
En son 1 ay önce yazdığımda İstanbul’da koşturmanın içindeydim; sonrasında 10 Kasım’da İzmir’e geldim ve bu sefer de epey uzun soluklu bir durgunluk ve sakinliğin içine düştüm. ‘Düştüm’ dediğimden, bundan rahatsız olduğum hissine kapılmayın sakın, zira tam da ihtiyacım olan şeydi. Haziran başında Antalya
Flora‘dan Gezi direnişi için yola çıktığımdan beri, pek dur-durak bilmemiştim çünkü, ve tam da Kış uykusu zamanı geldi şimdi. Burası benim için büyük bir şans!
‘Burası’ dediğim de Günhan’ların Güzelbahçe’deki pek datlı evleri.
göçebe günler‘de bahsetmiştim aslında, merak edenleri oraya yönlendirmiş olayım. Yine dayanamayıp blogda paylaşacağıma göre tekrara düşmek istemiyorum çünkü. ((:
Ama günler çok keyifli geçiyor, tekrar altını çizmek istedim. ((: Sürekli, çeşit çeşit -ve bazen deneysel- yemekler yapıp yiyoruz. Sürekli bir şükür hali mevcut. Yediğimiz içtiğimizde emeği olan herkese sıkça selam ediyoruz. Sizleri de sıkça anıyor ve teşekkür gönderiyoruz… Onun dışında kitap okumaca, düzenli hale getirmeye çalıştığımız meditasyon, çoğunlukla hafta sonları İzmir’deki dostlarla buluşmalar…
————————————————–
Bir önceki mektupta söz verdiğim üzere harcamalarımla ilgili bilgi vermek istiyorum şimdi. Harcamalarımı takip etme ve bu bilgiyi ulu orta paylaşma nedenim -sanırım daha önce de yazmış olduğum üzere- az parayla gayet de güzel yaşanabildiği konusunda hem kendimi tekrar tekrar ikna etmek, hem de diğerlerinin aklına da soru işaretleri düşmesini sağlamak. Aralık ayında da harcamalarımı takip edeceğim, sonrasına da bakıcaz bakalım.
Kasım ayı boyunca toplamda 560 TL verdiniz bana. Aslında bu 560 TL’ye ek olarak, vermek isteyen ama banka masrafı ödememeniz için ‘Dur şimdi, sonra alırım senden.’ dediğim birkaç kişi daha var. Bu 560 TL’nin büyük çoğunluğu aylık gönderim yapanlar, 100 TL’den biraz fazla bir kısmı ise, tek seferlik olduğunu bildiğim -ya da öyle olduğunu sandığım- miktar. Tek seferlik olanları ayrı tutup, geri kalan kısımdan artan olursa başka birilerine veya projelere destek olacağımı söylemiştim ama bu ay aradaki farkı (zaten çok fazla da sayılmaz) birileriyle paylaşmak istiyorum.
Zumbara’nın kampanyasında eksik kalırsa oraya göndermek istiyorum. Kalmazsa da, önümüzdeki Bahar’da para kullanmadan ve karbon salınımı yapmadan (bisiklet ve kano ile) Avrupa’yı geçmeyi planlayan
Rüzgar Yolgezer‘le paylaşacağım bu parayı.
Haa, harcamaları yazmamışım. ((: Kasım ayı boyunca 517,65 TL harcamışım dostlar. İlk 10 günü İstanbul’da olduğum ve sonraki 20 gün İzmir’de hemen hemen tamamen evde takıldığım 20 günde harcamalar böyle vuku buldu. <Bu durumda aradaki 42,35 TL’yi Zumbara’yla veya Rüzgar’la paylaşacağım.>
Ana kalemlerden de bahsedesim var:
– Kitap-gazete-dergi – 10,50 TL
– Ev dışı yeme-içme + eğlence – 114,25 TL
– Bağış, destek vs. – 55 TL (Bunu açıklama ihtiyacı duydum. Bunun içinde Zumbara’ya + bir STK’ya + bir arkadaşın katıldığı bir atölyeye + benim katıldığım bir atölyede arkadaşlara yapmış olduğum katkı var.)
– Ev içi yeme-içme + diğer ev masrafları – 232,30 TL
– Şehir içi ulaşım – 24 TL
– Şehirler arası ulaşım – 48 TL
– Cep tel. fatura – 27,70 TL
– İlaç – 5,90 TL
İşte Kasım ayı bu şekilde geçti ((: Bu arada hayatımda ilk kez harcamalarımı mercek altına almış oldum. Güzel oldu…
Neyse daha da uzatmadan kapatayım bence…
Herkese çokça sevgiler…
—————————————–
Fotoğraf: Burcu Ertunç
—————————————–
Eğer bu veya diğer bir yazım -veya eylemim- bir yerlerinize dokunduysa; sizi mutlu ettiyse, ilham verdiyse, düşündürdüyse, bir şeyler yapmak üzere harekete geçmek için teşvik ettiyse vs. ve buna karşılık olarak bana para veya başka bir armağan iletmek isterseniz bi’ ses verin lütfen: emreertegun@gmail.com