-
Nihayet yola düşüş…
Bilgisayarım olduğundan beri ilk kez olsa gerek, tam 14 gündür hiç açmamışım. En son buradaki yazıyı yazıp kapamışım zaten, kapayış o kapayış… Vay be! Şu an bu satırları Sathmahal Gülistan‘ın küçük havuzunun kenarından yazıyorum. Suyun şırıltısı ve koltuk altlarımı durmaksızın havalandıran rüzgar, bu anın öne çıkan duyumları. Dikili’de yer alan bu canım yere en son 2023’ün yaz başında geldikten sonra bir önceki hafta sonu Ustaca Muhabbet isimli buluşmaya gelmiştim; ardından kendimi çok hızlı bir şekilde, 6. ustalık kümesi canlarının mezuniyet törenine şahit olmak üzere, dün yeniden burada buldum. Buraya dair anlatılacak çok şey var lakin o sözcükleri hemen hiçbir zaman kendi içimde bulamıyorum. Bu nedenle merak eden araştırsın deyip geçiyorum.…
-
Göçebe günler – vol.3
Yazının şarkısı Yolda’dan gelsin: Yolaçık Heyya heyya, Yıllar sonra yeniden blog yazmaya başlıyorum. Ne kadar akacağını bilmemekle birlikte şu sıralar içimde belli belirsiz dolaşan ve yazmadan topraklayamayacağım bir sürü şeyi ancak böyle ete kemiğe büründürebileceğim. Yani öncelikle kendim için yazıyorum ve fakat elbette ki birilerinin okuyacak olması motivasyonuyla da yapıyorum bunu. Yoksa git, günlüğüne yaz dii mi ama :)) Haa bu süreçte hiç yazmadım değil elbette. Uzunca bir süredir instagram hesabımda post olarak bi’şeyler not düşüyorum ve şimdi ise oradaki karakter sınırlandırmasına uğramaksızın akmak istiyorum. İçimde dolaşan şeylere yakın zamanda gelebilmeyi ummakla birlikte bu yazıda üçüncü kez göçebe günlere geçişimin haberini vermek ve buna dair olan biteni dillendirmek istiyorum. Eğer…
-
Erkeklerle aşka düşmek
Bu yazı HT Hayat için yazıldı ve ilk olarak orada yayımlandı. https://hthayat.haberturk.com/yazarlar/emre-ertegun/1078074-erkeklerle-aska-dusmek *** Geçtiğimiz perşembe bir grup erkekle dört hafta sürecek bir yolculuğa başladık. Erkek Erkeğe ismini verdiğim süreçte haftada bir çevrimiçi çembere oturuyor, ayrıca çemberler arasındaki günlerde yönlendirmelerim doğrultusunda mesajlaşma grubu üzerinden kendimizden haber veriyor, her gün kısa da olsa kendimizi ve birbirimizi duyma şansı yakalıyoruz. Grupla da paylaştığım üzere ilk günden aşka düştüm. Daha ilk çemberde katılımcıların tatlılığı, içtenliği ve şeffaflığından çok etkilendim; ardından gruptaki paylaşımlar da bu durumu beslemeye devam etti ve ediyor. Daha ziyade karma gruplarla çalışmaya alışkınım ama o durumlarda da grupta en yükseldiğim kişiler genelde erkekler oluyor. Kendini bilme yolculuğuna giren kişilerin büyük kısmını…
-
Yaşam oyunu
Bu yazı HT Hayat için yazıldı ve ilk olarak orada yayımlandı. https://hthayat.haberturk.com/yazarlar/emre-ertegun/1078017-yasam-oyunu *** 1997 yazı… Alanya’da annemlerin işlettiği tesisin havuz başında, hoparlörün başındaki yerimi almışım. İzel söylüyor, “Kızımız Olacaktı”. Nasıl seviyorum şarkıyı, nasıl içleniyorum anlatamam. Neredeyse gözlerim doluyor her dinleyişte. Bardaki Süleyman Abi de seviyor, sık sık çalıyor CD’den (ya da kasetten?). 15 yaşındayım o sıralar. Herhangi bir ayrılığı geçtim, birlikteliği bile deneyimlememişim; neyin içlenmesi ki bu! 70’lerin yabancı slow şarkılarını seviyorum bir de çok. Şu en klasikler vardır ya hani, yine hemen hepsi aşka ve sıkça ayrılığa dairdir falan; çevire çevire dinliyorum bu şarkıların olduğu birkaç kasedi… Şarkıların anlattığı ve az buçuk İngilizcemle anladığım hikâyeleri deneyimlemememiş, duyguları tatmamış olmamın…
-
Topluluk destekli hür aşk
Bu yazı HT Hayat’ta da yayımlandı. https://hthayat.haberturk.com/yazarlar/emre-ertegun/1077900-topluluk-destekli-hur-ask *** (Ailesel sağlık durumları nedeniyle bir anda kendimi yollarda buldum ve yeni bir yazı yazamadım. Bu haftayı pas geçeceğimi düşünürken bu yazı düştü aklıma, üç yıl önce yazdığım… Tam da dün, Kasım ayında ilişkilere dair ikinci kez gerçekleştirecek olduğum “Yakın Yakına”nın duyurusunu yapmışken güzel bir zamanlama olacak gibi geldi. İyi okumalar…) *** Aşkı hür bırakabilsek… Özgürce akabilsek birbirimize, herkese ve her şeye… Topluluğumuzdan, dostlarımızdan, insanlarımızdan aldığımız destekle çağlasak gürül gürül… *** Free love (özgür/serbest/hür aşk) terimini Tamera Eko Köyü’ndeki (Portekiz) paylaşımlar vasıtasıyla duymuştum ilk. Aşka dair, ilişkilere dair türlü tanımlama var ancak her biri aşkı bir yerlere sıkıştırıyor gibi geliyor ve hepsinin ötesine…
-
Paradoks
Bu yazı HT Hayat için yazıldı ve ilk olarak orada yayımlandı. https://hthayat.haberturk.com/yazarlar/emre-ertegun/1077831-paradoks *** Uzun zamandır ilk kez asıl yazı günümde bilgisayarın başına oturuyorum; bakalım ne çıkacak… Hımmm, tam da buradan yürüyebilirim sanki. Asıl günde oturamamamın bir sürü nedeni var. İki haftadır bahsettiğim inişli çıkışlı hâllerim adım atmamı zorlaştırıyor. Daimi bir erteleme hastalığında buluyorum kendimi bu aralar. İllaki yapılması gerekenler, yumurtanın kapıya dayandığı durumlar olmadıkça kolay kolay yapamıyorum yapmak istediklerimi. Yazı yazmadan tut yemek yapmaya, cevap bekleyen dostlara seslenmekten tut yapmak istediğim çember çalışmalarına; hemen her şeyi erteliyorum, elimden geldiğince… Ki şimdi de şöyle bir soru oluşuyor zihnimde: Yapmak istediklerimi gerçekten yapmak istiyor muyum? Zihnimde o kadar çok tilki dolaşıyor ve…
-
Zihinsel bağışıklık
Bu yazı HT Hayat için yazıldı ve ilk olarak orada yayımlandı. https://hthayat.haberturk.com/yazarlar/emre-ertegun/1077799-zihinsel-bagisiklik *** “Bir mevzu mu var, yoksa genel bir hâl mi?” gibi sorularla karşılaşıyorum bu aralar, inişli çıkışlı hâllerimden dem vurduğum arkadaşlarımdan… Tadımın tuzumun olmadığı zamanlarda genellikle bir sorunum, bir mevzu’m olmuyor da yaşamın genel olarak anlamını ve coşkusunu yitirmesi vuku buluyor. Bu zamanlarda her şey sönükleşiyor, kararıyor ve sevimsizleşiyor. Aynı* bahçeye, aynı* ormana, aynı* şehre bakıyorum ama üç gün ya da üç hafta önce içim içime sığmazken şimdi hiçbir şey ifade etmeyebiliyor. Aynı* düşünceler, projeler, aynı* atılası adımlar, aynı* dostlar geçiyor aklımdan ve üç gün ya da üç ay önce sevgi ve yaşama sevinci ile dolarken şimdi mıy…
-
İnsan olmak, üstüne bi de erkek olmak; dahası Emre olmak…
Bu yazı HT Hayat için yazıldı ve ilk olarak orada yayımlandı. https://hthayat.haberturk.com/yazarlar/emre-ertegun/1077744-insan-olmak-ustune-bi-de-erkek-olmak-dahasi-emre-olmak *** İnsan formunda bedenlenmiş olmak çok acayip bir deneyim; öyle böyle değil! Durup durup “insan olmak” deyip üç nokta ile bitiriyorum bugünlerde, çoğunlukla derin bir iç çekiş eşliğinde. Kendi hâlime, karmaşıklığıma, dalgalı seyrime, içimdeki seslerin kalabalıklığına şahit oldukça şaşıyorum. Kendimi bir öyle, bir böyle buluyorum ve hangisinin gerçek ben olduğunu anlayamıyorum. Gerçi hemen, hiçbirinin ben olmadığımı hatırlıyorum. Eğer ustaları ve kadim öğretileri biraz olsun anladıysam, ben bütün bu seslerin ardındaki sakin, sarsılmaz, değişmez tanığım. Ama bunu zihnen anlamış olmak, bazı dönemlerde oraya yaklaştığımı düşünmekle birlikte tam anlamıyla ve kesintisiz bir şekilde bu hâle bürünmüş olmak anlamına gelmiyor elbette.…
-
İç-dış birliği
Bu yazı HT Hayat için yazıldı ve ilk olarak orada yayımlandı. https://hthayat.haberturk.com/yazarlar/emre-ertegun/1077699-ic-dis-birligi *** Bir zamanlar duyduğum “Bir çocuğu büyütmek için bir kabile gerekir.” sözü çok anlamlı gelmişti ve içinde bulunduğumuz çağda toplulukların çoktan çözülmüş olması neticesinde bir çocuğun sağlıklı bir şekilde büyümesinin kolaylıktan ne kadar uzak olduğunu fark etmiştim. Benzer bir şekilde sağlıklı yakın ilişkileri -ve aslında her türlü ilişkiyi- geliştirmek, büyütmek, onu bir yandan muhafaza ederken bir yandan yenilikleri içine alabilmek için de kabile gerekiyor. Ancak “diğerleri” dediğimiz kişilerin ve bu kişilerin oluşturduğu kolektif ruhun varlığında sağlıklı bir şekilde serpilebiliyor ilişkiler. Bu, yaşamımızda ne kadar varsa o kadar fazla gelişme ve zenginleşme potansiyeli ile karşı karşıya kalıyoruz. Modern yaşam…
-
Sevgililik, arkadaşlık; tek eşlilik, çok aşklılık
Bu yazı HT Hayat’ta da yayımlandı. https://hthayat.haberturk.com/yazarlar/emre-ertegun/1077633-sevgililik-arkadaslik-tek-eslilik-cok-asklilik *** Hafta sonu İzmir’de gerçekleştirecek olduğum Yakın Yakına isimli buluşmanın da etkisiyle olsa gerek, bu hafta yakın ilişkilere dair bir şeyler yazma niyetindeydim ama tam olarak hangi kısmına dokunmak istediğim bir türlü kendini göstermedi. Genel olarak bu konuya eğilme, derinlemesine bakma ve keşfetme isteğim her daim güçlü olmakla birlikte şu sıralar kendi hayatımda buna dair öne çıkan bir deneyim, düşünce, duygu olmadığı için giremedim mevzuya. Bu bende genel bir durum; içimde o an canlı olmayan bir şeye dair konuşmak, yazmak hemen hiçbir zaman mümkün olmuyor. Kendimi zorladığımda da sanki gerçek olmayan bir şeyler anlatıyormuşum gibi geliyor. Belki Emre kişisinin geçmişine dair yaşanmışlıklarını anlatıyor olsam da…