-
Güneşe bakarken
Bu yazı HT Hayat’ta da yayımlandı. https://hthayat.haberturk.com/yazarlar/emre-ertegun/1077596-gunese-bakarken *** Bu hafta, iki hafta önceki yazının devamı gelsin; yine Ocak 2016’dan… *** İki önceki yazıda (bir anda!) bahsettiğim “Karanlık gibi aydınlık da beni kör edebilir“den, “Bazı hayaller o kadar güzeldir ki insanın yaşamını mahvedebilir.”den devam ediyorum. Orada da yazdığım üzere, hayalimdeki dünya öyle güzel parlıyor ki bazen gözlerim fena halde kamaşıyor. Oraya saplanıp kaldığım, gözüm başka bir şey görmez hale geldiği takdirde ise kör olmak işten değil. Bu hayalleri neden hemen-şimdi-bugün yaşamadığıma dertlenip yaşamımı mahvetmek de öyle… Bu saplanmayı ara ara yaşıyor ama neyse ki fark edip kendimi çıkarıyorum. Bunun en canlı örneğini para konusunda yaşıyorum. Hayal ettiğim dünyada paraya gerek ve ihtiyaç yok;…
-
Yetişkin tarafımdan sevgilerle
Bu yazı HT Hayat için yazıldı ve ilk olarak orada yayımlandı. https://hthayat.haberturk.com/yazarlar/emre-ertegun/1077533-yetiskin-tarafimdan-sevgilerle *** Aslında bu hafta geçen haftaki yazının devamını paylaşacaktım lakin elimize ulaşan bir son dakika gelişmesi ile yeni bir yazıya başlamak istedi içim; çoğu zaman olduğu üzere tam olarak ne çıkacağını, nerelere gideceğini bilmiyor olsam da… Dün evimde bir ziyaret ve ardından sahilde bir buluşma deneyimledim. Ziyaret, bir yıla yakın bir zaman önce ayrılığımızın adını koyduğumuz sevdiceğin gelişi idi yanında şimdiki sevdiceğiyle (daha önce tanışmışlığımız, birkaç kere yanyana gelmişliğimiz var)… 3 yılı aşkın bir süre birlikte yaşadığımız evde birtakım eşyaları vardı hâlâ ve onlara bi bakmak, ihtiyacı olanları almak için… Kahve içtik, iki hoşbeş ettik, eşyalara baktık, alacaklarını…
-
Bir anda!
Bu yazı HT Hayat’ta da yayımlandı. https://hthayat.haberturk.com/yazarlar/emre-ertegun/1077482-bir-anda *** Bu hafta Ocak 2016’dan bir yazı gelsin… *** Geçenlerde bir çember sırasında Burcu’dan şöyle bir cümle çıktı: “Karanlık gibi, aydınlık da beni kör edebilir.” Bunu duyar duymaz, yakın zamandaki film festivallerinden birinde, filmlerden birinin tanıtım yazısında gördüğüm cümle aklıma geldi: -Kelimesi kelimesine değil ama mealen- “Bazı hayaller o kadar güzeldir ki insanın yaşamını mahvedebilir.” Hayalimde öyle güzel ve aydınlık bir dünya var ve bu dünyaya ulaşmak aslında o kadar kolay ki, durum böyleyken bugün yaşadığımız dünya içimi çok fena acıtabiliyor. Karanlıktan çıkma yolculuğu pek güzel ve keyifli ve fakat hayal ettiğim(iz) aydınlık dünyanın parıltılarından gözlerim kamaşıp -farklı bir nedenle de olsa- yine…
-
KarındAşk
Bu yazı HT Hayat için yazıldı ve ilk olarak orada yayımlandı. https://hthayat.haberturk.com/yazarlar/emre-ertegun/1077350-karindask *** Belki sevgilim rolüne büründün, belki bir dost, belki ebeveynim, belki çocuğum; belki sokaktaki kaba adam, belki otobüsteki tatlı ihtiyar… Hepsinden önce ve hepsinden öte kardeşimsin; kız kardeşim, erkek kardeşimsin… Birbirimize hizmet için geldik buraya; bunu her daim hatırlamak kolay değil belki. Ama hatırlamadığında da kardeşimsin; hatırlamadığımda da kardeşinim. Yaşadığımız tüm o zorluklar, tetiklenmeler, itişip kakışmalar oradan oraya sürükleyebiliyor bizi. Ama ne hissedersek hissedelim, ne düşünürsek düşünelim; ne kadar çok inanırsak inanalım ve inanmazsak inanmayalım; ne olursa olsun yine kardeşimsin benim. Seni çok seviyorsam da kardeşimsin, öfkeleniyorsam da… Bana deli gibi çekiliyorsan da kardeşinim, beni küçümsüyorsan da, beni…
-
Her yer yangın yeri iken ne yapmalı?
Bu yazı HT Hayat için yazıldı ve ilk olarak orada yayımlandı. https://hthayat.haberturk.com/yazarlar/emre-ertegun/1077309-her-yer-yangin-yeri-iken-ne-yapmali *** Yaşadığım çevrede birçok yerde ormanlar tam bir haftadır cayır cayır yanıyor. Sadece ülkemiz değil, dünyanın dört bir yanı alev almış durumda… Bazı bölgelerde ise eş zamanlı olarak seller yutuyor hayatı ve diğer bir yerde yumruk büyüklüğünde dolular yağıyor mesela… Güzeller güzeli mavi küremizde çok büyük bir krizin içinde olduğumuz kendini her geçen gün iyice aşikar etmeye başladı. Son birkaç onyıldır kimi bilim insanlarının bas bas bağırdığı gelecek, ŞİMDİ olmuş durumda. Bizzat ve şu an yaşıyoruz işte bahsi geçen kehanetleri. Kendi adıma, uzunca bir zamandır toplumsal acılara, doğal afetlere yabancılaşmış hissediyorum. Eskiden çok üzülürdüm, artık üzülemiyorum. Duyduğum her…
-
Hayaller cheesecake, gerçekler poğaça
Bu yazı HT Hayat için yazıldı ve ilk olarak orada yayımlandı. https://hthayat.haberturk.com/yazarlar/emre-ertegun/1077251-hayaller-cheesecake-gercekler-pogaca *** İki hafta önceki yazıda fazla mı iyimsermişim, ne? Yakın ilişkilerde ferahlığa doğru attığım adımları anlatırken dürüstlük, şeffaflık gibi -bana göre- olmazsa olmaz ilkelere bağlı kaldığım(ız) sürece akışın çok daha kolay, hafif vs. olacağından dem vurmuş ve hüzün, yas gibi duyguların yine yerlerini alabileceğini ama onları da daha hafif ve daha kabul dolu bir yerden yaşayacağımızı; en azından ortada suç, suçlu gibi kavramların olmayacağını düşündüğümü belirtmiştim. Başlıktaki komikli söz bi’ arkadaşımdan: “Hayaller cheesecake, gerçekler poğaça.” :)) Çok sarsıcı bir hızlandırılmış deneyimden çıktım. 5 güne, yaşanabilecek her türlü acıyı, travmatik etkiyi, korkuyu, endişeyi sığdırabildik. Elbette ki yanında güzellikler, keyif dolu…
-
Sefer…
Bu yazı HT Hayat için yazıldı ve ilk olarak orada yayımlandı. https://hthayat.haberturk.com/yazarlar/emre-ertegun/1077206-sefer *** 45 gündür yollardaydım; ama ne yol! Bir yerde ortalama kalış sürem 3-4 gün idi ve on’dan fazla kere yer değiştirdim. Güney’de, yaşadığım bölgede başladı turnem; Bodrum-Alanya aksında biraz dönüp dolaştıktan sonra kendimi önce İzmir’e (ve bir grupla 3 günlük ayrı bir seyahate – Manisa, Bergama, Denizli, Selçuk… sefer, sefer içinde), sonra Bursa’ya, sonra Bolu taraflarına, sonra da önce Uludağ eteklerine ve sonra yine Bursa’ya, yeniden İzmir’e ve nihayetinde iki gün önce eve attım. Bu tip bir yolculuğa ilk kez çıkıyor değilim. Hatta beni daha eskiden tanıyanlar bilir, yaşamımın yaklaşık 2 yılı (2012-2014) buna benzer bir akışla, göçebelikle…
-
Yakın ilişkilerde ferahlığa doğru
Bu yazı HT Hayat için yazıldı ve ilk olarak orada yayımlandı. https://hthayat.haberturk.com/yazarlar/emre-ertegun/1077158-yakin-iliskilerde-ferahliga-dogru *** Bu aralar yakın ilişkiler konusunda şimdiye kadar hiç olmadığım kadar rahat bir yerde buluyorum kendimi. Öyle bir ferahlık ve hafiflik içindeyim ki pufff… Korkular, kaygılar, çekinmeler; büyük oranda ortamı terk ettiler ve açılan alanda rahatça at koşturabilirim gibi geliyor artık. Şükür, çok şükür… Kadınlarla yakınlaşmak zaman zaman bir mesele oldu benim için. Daha önce de yazmıştım sanırım, ortada bariz bir çekim olduğunda belki daha kolay(dı) ama öyle olmayıp da olasılıkları, acabaları değerlendirmek, bakmak, deneyimlemek söz konusu olduğunda birçok durumda geri tuttum kendimi; at(a)madım bazı adımları… Bu geri tutuşun arkasında, görebildiğim ve göremediğim çeşitli sebepler var elbette. Beni…
-
Rehber olmak isteyene
Bu yazı HT Hayat için yazıldı ve ilk olarak orada yayımlandı. https://hthayat.haberturk.com/yazarlar/emre-ertegun/1077059-rehber-olmak-isteyene *** Bir grubu sefere çıkaracaksa rehber, önce o yolu kendi yürümüş olmalıdır. Geçilecek menzilleri geçmiş ve bölgeye aşina olmalıdır. Öte yandan menzillerin anbean yenilenmekte, yeniden doğmakta olduğunu hep hatırında tutmalı, sefer esnasında lakaytlığa ve “biliyorum” tuzağına düşmemeli, her daim uyanık kalmalıdır. Ve aynı şekilde; aynı menzilin, aynı yolun, aynı nişanın her bir can için de farklı olduğunu bilmelidir. Ve yine, her bir can’ın her yeni seferde, her yeni an’da yepyeni olduğunu da göz ardı etmemeli; kimseyi bildiğini, tanıdığını, kesitirilebilir olduğunu zannetmemelidir; kendisi dahil. Rehber öncülük ettiği seferde kendisine emanet edilen ruhları kendi keyfinin üstünde tutmalıdır. Mademki hizmete talip…
-
Sözsüz bir kavuşum
Bu yazı HT Hayat için yazıldı ve ilk olarak orada yayımlandı. https://hthayat.haberturk.com/yazarlar/emre-ertegun/1077021-sozsuz-bir-kavusum *** 12 yıl önce tanıştık. Sıkı salsacı olduğum zamanlar… Önce bir dans gecesinde kardeşiyle tanıştım, bir süre sonra da onla… Çok iyi anlaştık; kafalar, kalpler pek güzel uyuştu. Ara ara görüşmeye başladık; dağa bayıra gittik birkaç kez. Flörtümsü bir enerji vardı ortada, ama tam olarak yoktu da; arada kalmışlık… Okuduğum ilk ruhani kitabı (Tanrıyla Sohbet) elime tutuşturuveren o olmuştu. “Evet yaa” diye diye büyük bir heyecanla okuduğum, yaşama bakışımın tasdik edildiği, destek bulduğum kıymetli kitap. O kitap ki sonrasında anneme, babama, babamın bazı iş arkadaşlarına falan bulaştı. Kelebek etkisi dedikleri… O yazdan sonra yıllarca görüşmedik (yanılmıyorsam). Belki altı…