Uncategorized

bi’takım parasal mevzular

Şu an bu satırları yazma nedenim, bir süredir blogdaki her yazının altında bulunan ve hissedenleri, bana armağan vermeleri için cesaretlendirmek istediğim kısmı elden geçirmiş olmam ve bunu paylaşma isteğim. Birazcık uzadı belki ama kendimi ve derdimi -yine de elimden geldiğince az cümleyle- daha iyi anlattığımı hissediyorum. Aşağıda göreceksiniz zaten.

Bu vesileyle maddi durumlarımdan mı bahsetsem biraz? Deney bitti biteli bu konudan eskisi gibi sık bahsedemediğim için muzdaribim zaten. Tamam abarttım, ızdırap çekiyor değilim elbet ama özledim mi özledim, laf aramızda. Bir de çok önemsediğim bu konuyla oynamak, üstüne gitmek, ayrıca birilerini tetiklemek hobilerim arasında; yapacak bi’şey yok.

İki konuyu çözdüğümüzde büyük oranda rahata ve ferahlığa erişeceğiz diye düşünüyorum: Birisi parayla olan ilişkimizi, diğeri ise -varlığı veya yokluğuyla- sevgilisel (ya da partnersel ya da eşsel ya da her ne diyorsanız) konulara yaklaşımımızı.

Maddi durumum, diyor idim: Ağustos sonu itibariyle deneyi yüksek bir girdi miktarı ile bitirip üstüne o günlerde düzenlemiş olduğum armağan ekonomisi atölyesinde 500 TL civarında bir armağan aldım, yetmedi “şimdi sana para lazım olur” diyen babam 250 TL gönderirken buna bir de aylar önce düzeltisini yapmış olduğum kitap için 300 küsur TL ödeme gelince bi’ anda 2.500 TL falan birikiverdi hesabımda. Fazla para tutmayı sevmeyen bünyem bu duruma alerjik tepki gösterince armağan ekonomisi atölyesinin armağan çemberi kısmında, fazla param olduğunu ve bunu birileriyle -tercihen borç olarak- paylaşabileceğimi söyledim ve iki kişiye biner lira verdim (bu arkadaşlarımla, parayı, ihtiyacım oldukça peyderpey göndermeleri üzerine konuştuk ve şimdilik 210 lirası geri döndü, özellikle biri şu sıralar epey sıkışık olduğu için -ihtiyacım olmasına rağmen- göndermekte zorlanıyor).

Bunla birlikte, türlü vesileyle mini fonlama çağrıları yapan arkadaşlarımı ve bir iki projeyi onar yirmişer ya da en fazla ellişer lira ile destekledim.

Eylül’den bu yana geçen süreçte deneydeki destekçilerden İstem, M. Deniz, Begüm, Gülengül, Uygar, Filiz Ö. ve daha önce adını paylaşmak istemeyen bir arkadaşım bir seferlik veya periyodik desteklerine devam ederken hiç tanımadığım bir kişi olan AÖ (ismini kullanmak için izin almadım) 100 lira armağan etti; Şirince’deki beş günlük council eğitimi için yapmış olduğum ekmeklerden 80 lira (daha doğrusu masrafları düşünce yaklaşık 50 lira) kazandım; son olarak da yılbaşı hediyesi babında annemden 150, babamdan 500 TL geldi.

Galiba son dört beş ayda parasal anlamda olan biten bundan ibaret ve an itibariyle bakiyem 33 TL gibi bir şey gösteriyor.

İçim, para konusunda -ve aslında her konuda- inanamayacağınız kadar rahat. Ama borçlar geri döner, ama bir şekilde para kazanırım (2014’te ekmek ve düzeltiden başka; nar toplayarak, atölyelerden ve Likya yolunda yürüttüğüm bir arkadaşımın armağanı vesilesiyle -irili olmasa da ufaklı- para girişleri oldu bütçeme; düzelti ve nar işinde standart ödemeler olduğu için mümkün olmasa da diğer üç uğraşımdan “gönül bedeli” ile, yani karşıdakilerin vermek istedikleri bedel ile aldım para armağanlarını), ama bu yazı veya bu yazıdan itibaren her yazının altında yer alacak olan genişletilmiş açıklama birilerini teşvik eder falan ve ben aylık harcamamı her şekilde karşılarım. Sıkıntı yok.

Ve yine daha önce olduğu gibi, ihtiyacımdan fazla param olduğunda fazla kısmı birilerine armağan eder veya en azından borç veririm (C.Eisenstein’ın deyimiyle paranın kullanımını armağan ederim), olur biter.

Çok uzadı, maddi durumlar böyle işte. ((:
Bitti.

Hamiş: Yarım saat önce yazmaya başladığımda bütün bunları paylaşmak aklımın ucundan bile geçmiyordu, her şey birdenbire oldu.

———————————————————————————————–

Bildiğin -ya da bilmediğin- üzere 2012 Temmuz’undan bu yana, bilerek ve isteyerek çalışmıyorum. Yani klasik anlamda “çalışmak”tan bahsediyorum tabii. Zira aslında hiç olmadığım kadar üretim halindeyim, ayrıca -yeri gelmişken- son derece keyifli ve afiyetteyim. Bu üretim sürecinde ortaya çıkan şeylerin çoğu bugünün piyasasında “para eden” şeyler değil ama bu, onların kıymetini azaltmıyor, içim ferah. Kendim ve diğerleri için daha güzel bir yaşam düşü, bu konuya kafa ve kalp yorma, yazıp çizme, bi’takım uygulamalar yapma ve buna kendini adama ne zaman para etmiş ki… Yok yok, katiyen şikayetçi değilim bu durumdan, hatta bunun için ayrıca şükran doluyum. Cidden!

Hayatımı sürdürürken az miktarda da olsa (ayda birkaç yüz tl) paraya gereksinim duyuyorum ve yaptıklarım, bu parayı çoğu zaman “doğrudan” getirmiyor. Hep bi’takım dolambaçlı yollar… Neyse ki bu yolları da seviyorum. ((:

Diyeceğim o ki eğer yukarıdaki veya diğer bir yazım -veya belki de bir eylemim- bir yerlerine dokunduysa; seni mutlu ettiyse, düşündürdüyse, sana ilham verdiyse ve içinde benim için bir şeyler yapmak üzere harekete geçme isteği duymana yol açtıysa, bunun sonucunda da bana para veya başka bir armağan iletmek istersen: emreertegun@gmail.com adresinden bana ulaşır mısın?

6 Yorum

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir