
İyi ki doğdum da…
Dün sosyal medyada minik bir mesaj döküldü zihnimden, kalbimden ve parmaklarımdan; buraya da not düşeyim istedim:

Tamam iyi ki doğdum falan da acaba niye doğdum? Var mı bir sebep ya da sebepler, yoksa evrendeki sonsuz olasılıklardan tesadüfen ortaya çıkmış bir varlık mıyım sadece?
Sebep(ler) olup olmadığını bilmiyorum ama her geçen gün, herhangi bir şeyin tesadüf olmadığını daha derinden idrak ediyorum.
Sonsuz büyüklükte bir organizmanın hem bir parçası hem de ta kendisi olduğuma/olduğumuza daha fazla inanmaya başlıyorum. Hâlâ şüpheyle yaklaşsam da gördüğüm, deneyimlediğim her şey, yaşamımın ta kendisi beni “inanmaya” yaklaştırıyor. İnandıkça her şey kolaylaşıyor da… “İyi”-“kötü”, “doğru”-“yanlış” gibi kavramlar, “-meli”,”-malı”lar üstümden her geçen gün biraz daha düşüyor ve olan her şeyin, olabilecek olan tek şey olduğunu ve benim yapabileceğim en hayırlı şeyin bunu kabul etmekten ibaret olduğunu anlıyorum.
Kazanılacak bir dava yok, yenilmesi gereken düşmanlar yok… İdeolojiler, tutunduğum değer yargılarım, ahlâk anlayışım, hepsi gittikçe üstümden düşüyor ve bu durumda yönümü çizen tek şeyin içimdeki sevgi ve coşku olmasına, bunlarla hep bağlantıda kalabilmeye niyet ediyorum. Bunu yapabildiğimde, oluş hâlim ve buradan çıkan eylemlerim hep çok hayırlı oluyor bence; dilerim ki her geçen gün bunu daha da süreklilik hâlinde deneyimlerim.
Bir yandan da bunlar sadece birtakım sözcüklerin yan yana gelmesi işte… Bunları yazdım diye böyle mi oluyorum hemen! Ayrıca mesela bir yıl önce bambaşka şeyler söylerdim, şimdi bunları söylüyorum; muhtemelen yarın da değişecek. Şimdi ulaştığım nokta doğru da dünkü yanlış mıydı o zaman? (Hani hep öyle gelir ya…) Eğer öyleyse yarın ulaşacağım yer daha mı doğru olacak? Hep ilerliyor muyum? Sahi ilerlemek ne demek?
*** ***
Neyse işte; doğum günü çocuğu olmanın bana verdiği yetkiye dayanarak birkaç dakikanıza göz diktim, kendimi parmaklarıma teslim ettim ve bunlar çıktı. Yetkimi kötüye kullanmamak için şimdilik burada duruyorum.

🙂
İyi ki varım, iyi ki “insan olmak” denen bu zorlu, karmaşık ama çok da keyifli deneyimi seçmişim (eğer ki seçmek diye bir şey vardıysa…).
Herkesin içindeki yüceliği selamlıyorum.


