bana dair
Kişisel, kendimi anlattığım yazılar
-
Yakın ilişkilerde ferahlığa doğru
Bu yazı HT Hayat için yazıldı ve ilk olarak orada yayımlandı. https://hthayat.haberturk.com/yazarlar/emre-ertegun/1077158-yakin-iliskilerde-ferahliga-dogru *** Bu aralar yakın ilişkiler konusunda şimdiye kadar hiç olmadığım kadar rahat bir yerde buluyorum kendimi. Öyle bir ferahlık ve hafiflik içindeyim ki pufff… Korkular, kaygılar, çekinmeler; büyük oranda ortamı terk ettiler ve açılan alanda rahatça at koşturabilirim gibi geliyor artık. Şükür, çok şükür… Kadınlarla yakınlaşmak zaman zaman bir mesele oldu benim için. Daha önce de yazmıştım sanırım, ortada bariz bir çekim olduğunda belki daha kolay(dı) ama öyle olmayıp da olasılıkları, acabaları değerlendirmek, bakmak, deneyimlemek söz konusu olduğunda birçok durumda geri tuttum kendimi; at(a)madım bazı adımları… Bu geri tutuşun arkasında, görebildiğim ve göremediğim çeşitli sebepler var elbette. Beni…
-
Sözsüz bir kavuşum
Bu yazı HT Hayat için yazıldı ve ilk olarak orada yayımlandı. https://hthayat.haberturk.com/yazarlar/emre-ertegun/1077021-sozsuz-bir-kavusum *** 12 yıl önce tanıştık. Sıkı salsacı olduğum zamanlar… Önce bir dans gecesinde kardeşiyle tanıştım, bir süre sonra da onla… Çok iyi anlaştık; kafalar, kalpler pek güzel uyuştu. Ara ara görüşmeye başladık; dağa bayıra gittik birkaç kez. Flörtümsü bir enerji vardı ortada, ama tam olarak yoktu da; arada kalmışlık… Okuduğum ilk ruhani kitabı (Tanrıyla Sohbet) elime tutuşturuveren o olmuştu. “Evet yaa” diye diye büyük bir heyecanla okuduğum, yaşama bakışımın tasdik edildiği, destek bulduğum kıymetli kitap. O kitap ki sonrasında anneme, babama, babamın bazı iş arkadaşlarına falan bulaştı. Kelebek etkisi dedikleri… O yazdan sonra yıllarca görüşmedik (yanılmıyorsam). Belki altı…
-
Çıplaklık
Bu yazı HT Hayat için yazıldı ve ilk olarak orada yayımlandı. https://hthayat.haberturk.com/yazarlar/emre-ertegun/1076973-ciplaklik *** İki arkadaşımla pek kimselerin bilmediği, saklı bir koydayız. Bayıldım, öyle böyle değil! Deniz muhteşem, sahil muhteşem, günün her saati gölge sunan -neredeyse mağara denebilecek- kaya oluşumları muhteşem! Yanımda iki güzel can kadın… Bir gün önce akşama doğru gitmiştik, bu sefer ise kahvaltımızı orada yapmaya karar verdik ve sabahtan damladık. Dedim ya saklı bir yer diye, sabah saatlerinde insan olarak sadece biz varız. Bir de kahvaltılıklarımız, bir de deniz, gökyüzü ve diğer varlıklar… Fırsattan istifade ikimiz soyunduk ve bedenimizi örtmeden durmayı deneyimledik. Sanırım yaşamımda ilk kez çıplak bir şekilde kahvaltı yaptım (yemek yemişliğim var). Bu arada süper rahat…
-
Dokun(ul)mak
Bu yazı HT Hayat için yazıldı ve ilk olarak orada yayımlandı. https://hthayat.haberturk.com/yazarlar/emre-ertegun/1076924-dokunulmak *** Geçen hafta birtakım içsel/dışsal koşturmacalar içerisinde yazma şansı yaratamadım kendime ve pas geçtim. Bu hafta ise en son yüzdüğüm sulardan devam etmek istiyorum. Kendimle ne yapacağımı bilemediğim günlerdi. Nereye gitsem, kimleri görsem, hangi coğrafyada bulunsam tam olarak doğru yer olmayacak gibi bir hissin üzerime çöktüğü ve zihnimin ne yapsam ne yapsam diye düşünmekten patlayayazdığı bir 10 gün… Ve sonunda içime sinen bir yol açıldı çok şükür. Geçen yazıda bahsetmiş olduğum çalışmadan bir grup insanın bir arada olduğunu duydum ve oradan tatlı bir davet geldi. Hah dedim, nihayet içimde eminlik hissettiğim bir davet! Atladım gittim ertesi gün; zaten yakınlardı bana.…
-
Ben cinsel bir varlığım!
Bu yazı HT Hayat için yazıldı ve ilk olarak orada yayımlandı. https://hthayat.haberturk.com/yazarlar/emre-ertegun/1076802-ben-cinsel-bir-varligim *** Geçtiğimiz hafta başlayıp iki gün önce biten çok kuvvetli bir çalışmaya katıldım. Ağırlıklı olarak cinsellik ile ilgili olan bu çalışma elbette ki başka birçok konuya, yere daha dokundu. Zira cinsellik, her ne kadar görmezden gelsek ve birçoğumuz için birçok açıdan tabu olarak var olsa da aslında yaşamın tam merkezinde yer alan ve birçok alanına dokunan bir olgu. Her şey bir yana, dünyaya geliş sebebimiz yahu, daha ne olsun. Ve elbette ki bizleri hazdan haza koşturma potansiyeline sahip bir deneyim, aydınlanma serüveninin yöntemlerinden biri ve aynı zamanda birçok travmanın, korkunun, endişenin kaynağı; çokça kaçtığımız, görmezden geldiğimiz, çekindiğimiz ve…
-
Çekinmek (yakın ilişkiler)
Bu yazı HT Hayat için yazıldı ve ilk olarak orada yayımlandı. https://hthayat.haberturk.com/yazarlar/emre-ertegun/1076733-cekinmek-yakin-iliskiler *** Geçen haftaki yazıya başlarken daha hafif bir yerlere uzanmak dönüyordu zihnimde ama devasa bir okyanusta buldum kendimi; umarım sürç-ü lisan etmemiş, boyumu aşan sularda yüzmemişimdir. Konu “çekinmek” idi; dönüp dolaşıp koskocaman “hak” konusuna vardı. Hafif dediğime bakmayın, aslında uzanacak olduğum yer de pek öyle sayılmaz. Çekinmenin sebeplerinden biri olarak gösterilen utanç duygusunun başlıca müsebbibinden ve yaşamlarımıza ciddi anlamda yön veren bir yerden bahsediyorum zira: yakın ilişkilerden. Ama önce Emre’nin en sevdiği şeylerden biri ile karşı karşıyayız. Tam bir şeyden bahsedecekken kocaman bir parantez açar ve uzun uzun açıklar bir şeyleri. Parantezimiz “yakın ilişkiler” tamlamasına dair. Zira bunun yerine geçecek,…
-
Spiralde yolculuk
Bu yazı HT Hayat için yazıldı ve ilk olarak orada yayımlandı. https://hthayat.haberturk.com/yazarlar/emre-ertegun/1076640-spiralde-yolculuk *** Şahitlik kapasitem arttıkça ve olup bitenle özdeşleşmekten, duygu ve düşüncelerimi ben zannetmekten uzaklaştıkça bazı şeyler daha görünür oluyor. Döngülerimi, yaşamımdaki örüntüleri gittikçe daha kolay fark ediyorum. Geçtiğimiz hafta anlattığım üzere kendimi epey kudretli bildiğim ve birçok şeyle eş zamanlı ilgilendiğim bir sürecin içindeyim. Ama ne olduysa iki-üç gün önce yine bi’ ufak düşüşün içinden geçmeye başladım. İçimde bir tatminsizlik; her şey bu kadar güzel ve keyifli giderken derinde bir yerlerde içimi kemiren bir yanım… Neyseki artık bu tip şeyler olduğunda hoş geldin diyebiliyorum. Bazen nereden çıktığını net bir şekilde görürken bazen göremiyorum ama her halükarda bana dair durumların…
-
Kürekleri ele almak
Bu yazı HT Hayat için yazıldı ve ilk olarak orada yayımlandı. https://hthayat.haberturk.com/yazarlar/emre-ertegun/1076588-kurekleri-ele-almak *** Bu aralar içimde dev bir memnuniyet ve kendimden ve her şeyden razı olma hâli var. Yaşama sevincim ve aslında kimisi zorlu olan türlü deneyimlere dair olan heyecanım; yaptıklarım, yapmadıklarım, yapamadıklarım; olduğum kişi, olmasını istediğim kişi, bütün bu “kişi”lerin ötesinde olduğumu bilen şahit tarafım, bunu bazen deneyimleyip derinlerimde biliş’im bazense unuttuğum zamanlar; kafa karışıklıklarım ve net olamamalarım, acizliğim; bazen de ne yaptığını, nereye gittiğini çok iyi bilen tarafım, kudretim… Bunların hepsini -her daim ve aralıksız değilse de çoğu zaman- büyük bir keyifle seyir hâlindeyim. Yaşam denen şeyin derinliği, geçiciliği, süreklilik arz eden değişkenliği büyüleyici ve gözümü açık tutabildiğim,…
-
Kabile-siz
Bu yazı HT Hayat için yazıldı ve ilk olarak orada yayımlandı. https://hthayat.haberturk.com/yazarlar/emre-ertegun/1076499-kabile-siz *** Geçen hafta bir sabah telefonumu açtığımda bir arkadaşımın veda sözcüklerini gördüm. Artık gücünün yetmediğini, kaldıramadığını ve gitmeye karar verdiğini yazmış. Tabii hızla aradım, ulaşılamıyor; durumunu bilebilecek olası kişilere ulaştım, kimsede bilgi yok. Yaklaşık yarım gün boyunca erişemedikten sonra çok şükür ki iyi haberi duyduk: Yapmamış! Sesi çok bitkin ve yorgun geliyordu ama en azından hâlâ bir sesi vardı. Onun hikâyesini anlatacak değilim. Zaten o kadar fazla detay da bilmiyorum. Geçtiğimiz yıl tanıştığım, keyifli, mutlu anlarına, heyecanına ve bir o kadar da çöküntülerine tanıklık ettiğim bir can. Birçoğumuz gibi işte, belki biraz daha derin durumlar yaşıyor ama nihayetinde…
-
Ben tanrıyı çırada gördüm
Dün odun keser, içlerindeki çıralara hayranlıkla bakarken başlıktaki cümle döküldü ağzımdan. Sonra kenara ayırmış olduğum çıra ağırlıklı kütüklerden, tahra ile ince çıra parçaları çıkarmaya başladım bir güzel. Daha da tonla var ne mutlu ki, zira kırsal hayatta en sevdiğim işler hep odunla ilgili; toplamak, kesmek, çıra çıkarmak… Dinî bir inancım yok. Kurumsal dinlerle zaten hiç işim yok; son birkaç yılda daha sık karşıma çıkan ve aslında bana epey uyan kimi spiritüel öğretilere de gayet mesafeli ve şüpheci yaklaşıyorum. Okuduklarımı birebir yaşadığımı fark ettiğim zamanlarda bile mesafeyi koruyorum; belki tesadüftür, belki denk gelmiştir diye. Ama içimde spiritüel bir taraf da var, tanımlamaya çalışmadığım. Geçenlerde yazmış olduğum bir yazının altına bir arkadaşım…