Spiralde yolculuk
Bu yazı HT Hayat için yazıldı ve ilk olarak orada yayımlandı. https://hthayat.haberturk.com/yazarlar/emre-ertegun/1076640-spiralde-yolculuk
***
Şahitlik kapasitem arttıkça ve olup bitenle özdeşleşmekten, duygu ve düşüncelerimi ben zannetmekten uzaklaştıkça bazı şeyler daha görünür oluyor. Döngülerimi, yaşamımdaki örüntüleri gittikçe daha kolay fark ediyorum.
Geçtiğimiz hafta anlattığım üzere kendimi epey kudretli bildiğim ve birçok şeyle eş zamanlı ilgilendiğim bir sürecin içindeyim. Ama ne olduysa iki-üç gün önce yine bi’ ufak düşüşün içinden geçmeye başladım. İçimde bir tatminsizlik; her şey bu kadar güzel ve keyifli giderken derinde bir yerlerde içimi kemiren bir yanım… Neyseki artık bu tip şeyler olduğunda hoş geldin diyebiliyorum. Bazen nereden çıktığını net bir şekilde görürken bazen göremiyorum ama her halükarda bana dair durumların yüzeylendiğini biliyorum. Kendilerini gösteren hâl ve duygularla bazen güzel bir şekilde yüzleşip içlerinden geçerken bazen halı altına süpürebiliyorum. İlk seçenek tabii ki daha tercih edilir olmakla birlikte her zaman buna enerjim olmuyor, kolaya kaçabiliyor ya da bazen onla nasıl başa çıkacağımı bilemeyebiliyorum, destek almayı akıl edemeyebiliyorum ve bu durumlarda geçiştiriyorum. Yapmasam iyi ama yaptığımda da canım sağ olsun.
Yapmasam iyi; zira çözümlemediğim, içinden geçmediğim her türlü zorlu durum yaşamda yeniden ve yeniden karşıma çıkıyor. Ben ona bakmadıkça o bıkmadan, sabırla, tekrar gelip gözlerini dikiyor üstüme ve “gör beni!” diyor. Bir noktada görüyorum bir şeyler, biraz daha ilerliyorum yolculuğumda ve bir zaman sonra bir bakıyorum ki yeniden gelmiş. Öyle ki benzer durumlarda benzer düşüncelerin tetiklendiğini, içimde kendimi yiyip bitiren, beni rahatsız eden düşüncelerin neredeyse aynı sırayla, tamamen aynı şekillerde geldiklerini görüyorum. İşte bu durumlarda kaçmak yerine kalmayı tercih edersem daha çok, aksi takdirde daha az öğreniyorum. Ama her halükarda yol alıyorum, orası kesin.
Yaşam yolculuğunun düz bir çizgi değil, spiral şeklinde aktığını söylüyorlar. Sürekli yol almamıza rağmen benzer deneyimlerden tekrar ve tekrar geçmemiz bundan. “Ama ben bu konuyu halletmiştim!” Tam olarak halledememişsin ki yeniden karşına çıkıyor azizim ama endişelenme. Mutlaka yol almışsındır, görüşün mutlaka az ya da çok gelişmiştir ve bütün bunların yeniden karşına çıkma sebebi kendini biraz daha bilebilmenden, yaşamda biraz daha derinleşebilmenden başka bir şey değil. Korkma ve dal içine, dalabildiğin kadar; meşrebin, enerjin, kaynakların yettiği kadar. Derin dalış yapamıyorsan da üzülme, kendini hırpalama; spiralde yeniden ve yeniden yakın bir yerlerden geçeceksin ve yaşam yeni fırsatlar sunacak sana.
Dara düştüğünde korkmana, endişelenmene gerek yok. Bir vakit oradan çıkıp yeniden feraha kavuşacaksın. Ama yükseldiğinde de hemen bitti gitti sanma. Bir vakit gelecek yeniden aşağıları deneyimleyeceksin. Anladığım kadarıyla iniş ve çıkışlar kaçınılmaz, ta ki aydınlanma ya da kemâlat denen mertebeye erişene kadar. Eğer ki odağını kendine çevirirsen bu iniş-çıkışlardan alman gerekeni alarak çıkacaksın ve spiraldeki yolculuğun hızlanacak, daha büyük daireler çizerek ilerleyeceksin. Bunu yapmazsan da sorun yok, ilerleme kaçınılmaz, ulaşacağın yer değişmez. Yani, öyle diyorlar… Ama belki biraz daha zorlu deneyimlerden geçecek, belki yolu uzatacak, belki biraz daha sancılar yaşayacaksın. Lakin varacağımız yer belli, kavuşum engellenemez. Zaten hep kavuşuğuz da idrak edemiyormuşuz işte. Söylenen -ve galiba gerçek olan- bu…
Dün akşamki çevrimiçi çemberimizde, içimde oluşmaya başlayan karışıklığı dilim döndüğünce anlatmaya çalıştım. Kendimi kırılganlığa açtım; içimde oluşan endişeleri, sıkışıklıkları ifşa ettim. Güçlü görünmeye çalışmadan, alanı açan kişi olarak aşmışlık pozları vermeden ortaya seriverdim kendimi. 12 kişi nasıl bir şefkatle dinledi, nasıl güzel alan tuttular bana… Ve nasıl hızlı bir şifalanma, hızlıca sıkışmışlıktan çıkıverme…
Bu sefer de geldi geçti işte. Bir sonraki düşüşe kadar esen kalın…
Misafirhane
İnsan kısmı bir misafirhane,
Her sabah yeni birisi gelir.
Bir sevinç, bir bunalım, bir zalimlik,
Aniden farkına varmak bir şeyin,
Hepsi beklenmedik misafir.
Hepsini karşılayıp eyle!
Evini vahşetle süpürüp
Bütün mobilyalarını boşaltan
Bir kederler kalabalığı gelse bile.
Her geleni alnının akıyla misafir et.
Olur ki yeni bir zevk getirmek için
Boşalttılar evini.
Karanlık düşünce, utanç ve garez
Hepsini gülerek karşıla kapıda
Ve buyur et içeri.
Minnettar ol her gelene
Kim gelirse gelsin.
Çünkü bunların her birisi
Öte taraftan bir kılavuz
Olarak gönderildi.
Mesnevi 5.cilt – 3676 – Çeviren: Vehbi Taşar