“Fazla arazisi olan var mııı?” heyecanı!
Bundan üç gün önce yapmış olduğum “Fazla arazisi olan var mııı?” çağrısına gelen dönüşler içimi öylesine kıpır kıpır etti ve ediyor ki bu kıpırtılara dair bir şeyler yazmazsam beni içeriden patlatacak gibiler.
Önce mini bir rapor vereyim: Şu an’a kadar 20-21 kişiden kanlı-canlı somut karşılıklar, teklifler geldi. Müthiş, değil mi!? Kimisi niyetlendiğimizden ve ihtiyacımız olandan küçük, kimisi hiç düşünmediğimiz yerlerde vs. ama hiç önemli değil. Zaten buralardan birine yerleşmek de değil beni asıl heyecanlandıran; bir çağrının zamanı geldiğinde ve kalpten çıktığında, nasıl da büyük bir etki yaratabileceğini göstermesi…
Ayrıca ileti sosyal medyada -şu an itibariyle- 50 kere yeniden paylaşıldı ve kim bilir kaç bin kişinin radarına girdi. Çanakkale’den Mersin’e, Ardahan’dan Burdur’a ülkenin dört bir yanından türlü çağrı geldi. (Bu arada ironiktir ki asıl niyetlendiğimiz G.batı bölgesinden gelen bir davet yok mesela :))
Bunlarla da kalmayıp arazisi olmayıp da farklı şekillerde destekler sunabileceğini söyleyenler (maddi destek, ev yapımı …), iyi dileklerini, dualarını paylaşanlar, metinde öyle bir davet olmasa da “ben de varım!” diye parmak kaldıranlar, bu çağrı vesilesiyle tanıştığımız ya da yollarımızın yeniden kesiştiği dostlarla birtakım haberleşmeler, fikir teatileri …
Gönülden yapılan çalakalem bir paylaşımın böylesine bir hareket ve heyecan doğurması allak bullak etti beni (iyi anlamda tabii)! Üç gündür adeta dünyam durdu ve ne yapacağım(ız), konuya ne şekilde yaklaşacağım(ız), bu teklifleri nasıl değerlendireceğim(iz) ile yatıp kalkıyorum.
Bir yandan, ikinci hayatımın başladığı 2012’den sonra yeni bir şekil alan aktivist yanım kabarıyor hemen ve bu enerjiyi nasıl toplumsal bir faydaya dönüştürebileceğimi(zi) düşünüyorum: Bizler gibi yer/yurt arayanlarla “yerim var, buyrun!” diyenleri mi buluşturmalı; bu çağrının tetiklediği heyecanın belgeselini mi çekmeli; yine bu dalgayı besleyecek daha geniş kapsamlı bir şeyler mi düşünmeli… Ya da bütün bunlara enerji ayırmaktansa kendi işimize bakmalı ve bir an önce hangi adımı atıyorsak atıp bu işi somuta mı dönüştürmeli… Ya da birkaçı ya da hepsi ya da ne bileyim işte…
Bu çağrı ve sonrasında gelen coşkulu karşılıklar, uzun zamandır hissettiğim ve bireysel hayatımda deneyimlediğim Kalplerimizin Mümkün Bildiği Daha Güzel Dünya’nın varlığını harika bir şekilde gösteriyor. Bu dünyanın her an, her birimiz tarafından yaratılabileceğini; yapmamız gereken tek şeyin ruhumuzun çağrısına kalplerimizi açık tutmak ve buradan gelen güçle cesurca eylemek olduğunu hatırlatıyor.
***
Peki şimdi ne olacak? Henüz bilmiyorum. Bu hafta sonu, bahsettiğim çekirdek grupla bir araya gelecek ve hem karşımıza çıkan bu olasılıkları hem de konuya dair konuşmak istediğimiz diğer birçok şeyi gündeme getirecek ve kolektif alan‘ı dinleyeceğiz, “Ne olmak istiyor?”, “Ne(ler) bizler aracılığıyla doğmak, hayata geçmek istiyor?”, “Bizi neresi ya da nereler çağırıyor?”…
Ve nihayetinde buluşmak istediğimiz bilgi, hangi yolun/yolların bizler ve bütün için hayır olduğu bilgisi. Belki bu harika olasılıklardan birkaçını değerlendirmeye yeltenecek, belki tüm bu şahane tekliflere rağmen şartlarımızı zorlayıp kendi yerimizi almaya kalkacağız. Eğer ki ortada görünen somut kararlar varsa bunlar üzerinden ilerleyecek, yoksa belki bir süre daha dinleyeceğiz. Ayrıca hiçbir şeyin garantisi yok ki; belki de yıllardır hayalini kurduğumuz bu adımın vakti -sanmıyorum ve ummuyorum ama- hâlâ gelmedi ve bunu görecek, konuyu ağırdan almaya devam edeceğiz.
Sanırım kesin olan tek şey, süreç her ne şekilde akarsa aksın, kendimiz aracılığıyla bütüne hizmet etme yolculuğumuza tek tek ve birlikte devam edecek olduğumuz. Bu yol hem çok doyurucu hem de çok bereketli…
Sonsuz şükür!

Fotoğraf: Çağım Tuğ
8 Yorum
Murat Çelik
Gelen teklifler belki sizin düşündüğünüz şartlara uymayabilir ama seni takip eden faklı kişilerin ilgisini çekebilir. Oradaki iletişime de alan açmayı düşünür müsün?
yeniyedogru
Düşünürüm Muratcım; sadece ne şekilde olabileceğini henüz bilmiyorum. Bu yazıda “hemen ve bu enerjiyi nasıl toplumsal bir faydaya dönüştürebileceğimi(zi) düşünüyorum: Bizler gibi yer/yurt arayanlarla ‘yerim var, buyrun!’ diyenleri mi buluşturmalı” derken bunu kast ediyordum ben de. :))
Şevki Özbay
Bencede çok güzel bir hayal. Birlikte yaratmak, birlikte çalışmak, birlikte hayal kurmak ve gerçekleştirmek. Bu mümkün. Umudu yitirmemek gerek. En büyük başarılar ilk adımla başlar. Kimbilir belki dünyadaki yaşamın daha mutlu ve sevgi dolu olmasını sağlayacak bir başlangıca da vesile olacak. En nihayetinde bu kadar yüce ve kutsal bir başlangıç için çaba harcamak bile gurur verici. Bu konuda benim üstüme düşecek görev ve sorumlukları hakkıyla yerini getirebilmek için bütün gücümle çalışırım. Kısacası bende varım. Saygılarımla…
Not: seyahat yasakları kalkınca ege bölgesini seyahate çıkacağım. Arazı bakmak için. Umudum var. Haberleşiriz.
yeniyedogru
Güneybatı’ya, fethiye taraflarına geldiğiniz takdirde ses verin. 🙂
sevgiler…
Nisan Su
Çağrıya gelen cevaplar ne kadar güzel ve heyecan verici; bizim de topluluk yaşamı hayallerimiz çok canlı ve bir gün dilerim gerçek olur. Bu arada Burdur çok güzel ve Ardahan yöresi de! Senin de bahsettiğin gibi bir platform ile arayanı ve sunanı birleştirmek müthiş olur. Şimdiden iyi şanslar dilerim.
yeniyedogru
Eyvallah Nisan Su <3
Nilay
Merhaba,
Bu güzel duyuru beni de hem heyecanlandirdi hem de cesaretlendirdi.
Uzun zamandir topluluk ihtiyacimin yasini tutuyorum.Kisa sureli bir araya gelisler,simdi ise yanliz telefon veya bilgisayar ekranlarinda toplanmak ,paylasmak yeterli gelmiyor.
Ufak bir birikimim,niyetim ve duam var.
Kominitenizi genişletmeyi düşünürseniz ben de katilmak isterim.
Ilgiyle takip ediyorum.
Sevgiler.
yeniyedogru
Selamlar Nilay. Şu an için biz de elle tutulur bir yerde değiliz henüz. Bakalım süreç neler gösterecek…
Yasın çok kıymetli ve hepimizin yası; tiz vakitte bir kutlama konusu olmasını dilerim.