bize dair

Çoğunlukla yine benden yola çıkan, bunla birlikte herkese seslendiğim yazılar...

  • bize dair

    Rehber olmak isteyene

    Bu yazı HT Hayat için yazıldı ve ilk olarak orada yayımlandı. https://hthayat.haberturk.com/yazarlar/emre-ertegun/1077059-rehber-olmak-isteyene *** Bir grubu sefere çıkaracaksa rehber, önce o yolu kendi yürümüş olmalıdır. Geçilecek menzilleri geçmiş ve bölgeye aşina olmalıdır. Öte yandan menzillerin anbean yenilenmekte, yeniden doğmakta olduğunu hep hatırında tutmalı, sefer esnasında lakaytlığa ve “biliyorum” tuzağına düşmemeli, her daim uyanık kalmalıdır. Ve aynı şekilde; aynı menzilin, aynı yolun, aynı nişanın her bir can için de farklı olduğunu bilmelidir. Ve yine, her bir can’ın her yeni seferde, her yeni an’da yepyeni olduğunu da göz ardı etmemeli; kimseyi bildiğini, tanıdığını, kesitirilebilir olduğunu zannetmemelidir; kendisi dahil. Rehber öncülük ettiği seferde kendisine emanet edilen ruhları kendi keyfinin üstünde tutmalıdır. Mademki hizmete talip…

  • bana dair,  bize dair

    Çıplaklık

    Bu yazı HT Hayat için yazıldı ve ilk olarak orada yayımlandı. https://hthayat.haberturk.com/yazarlar/emre-ertegun/1076973-ciplaklik *** İki arkadaşımla pek kimselerin bilmediği, saklı bir koydayız. Bayıldım, öyle böyle değil! Deniz muhteşem, sahil muhteşem, günün her saati gölge sunan -neredeyse mağara denebilecek- kaya oluşumları muhteşem! Yanımda iki güzel can kadın… Bir gün önce akşama doğru gitmiştik, bu sefer ise kahvaltımızı orada yapmaya karar verdik ve sabahtan damladık. Dedim ya saklı bir yer diye, sabah saatlerinde insan olarak sadece biz varız. Bir de kahvaltılıklarımız, bir de deniz, gökyüzü ve diğer varlıklar… Fırsattan istifade ikimiz soyunduk ve bedenimizi örtmeden durmayı deneyimledik. Sanırım yaşamımda ilk kez çıplak bir şekilde kahvaltı yaptım (yemek yemişliğim var). Bu arada süper rahat…

  • bana dair,  bize dair

    Çekinmek (yakın ilişkiler)

    Bu yazı HT Hayat için yazıldı ve ilk olarak orada yayımlandı. https://hthayat.haberturk.com/yazarlar/emre-ertegun/1076733-cekinmek-yakin-iliskiler *** Geçen haftaki yazıya başlarken daha hafif bir yerlere uzanmak dönüyordu zihnimde ama devasa bir okyanusta buldum kendimi; umarım sürç-ü lisan etmemiş, boyumu aşan sularda yüzmemişimdir. Konu “çekinmek” idi; dönüp dolaşıp koskocaman “hak” konusuna vardı. Hafif dediğime bakmayın, aslında uzanacak olduğum yer de pek öyle sayılmaz. Çekinmenin sebeplerinden biri olarak gösterilen utanç duygusunun başlıca müsebbibinden ve yaşamlarımıza ciddi anlamda yön veren bir yerden bahsediyorum zira: yakın ilişkilerden. Ama önce Emre’nin en sevdiği şeylerden biri ile karşı karşıyayız. Tam bir şeyden bahsedecekken kocaman bir parantez açar ve uzun uzun açıklar bir şeyleri. Parantezimiz “yakın ilişkiler” tamlamasına dair. Zira bunun yerine geçecek,…

  • bize dair

    Çekinmek

    Bu yazı HT Hayat için yazıldı ve ilk olarak orada yayımlandı. https://hthayat.haberturk.com/yazarlar/emre-ertegun/1076688-cekinmek *** Geçenlerde bir arkadaşım yazdı bana. Bir talebi vardı benden; biraz çekindiğini belirterek başlayıp meramını paylaşmış. Talebine olumlu bir yanıt ver(e)medim. Hâlimi paylaştım, beni duydu, konu tatlılıkla kapandı. Fakat çekinme konusu benle kaldı. Çekinmek nedir? Neden çekiniyoruz? Çekinmesek ya… TDK’daki birinci tanıma göre çekinmek; saygı, korku, utanma vb. duygularla bir şeyi yapmak istememek, kaçınmak imiş. Çekinmek, sanki, bir şeyi tam olarak hak etmediğimizi düşündüğümüzde ortaya çıkıyor. Birisi bana maddi ya da manevi bir şey veriyordur ve bunu hak ettiğim konusunda tereddütüm vardır. Bu durumda alma konusunda içimde çekinme duygusu oluşur. Hâl böyleyken ya almaktan imtina ederim ya da…

  • bana dair,  bize dair

    Spiralde yolculuk

    Bu yazı HT Hayat için yazıldı ve ilk olarak orada yayımlandı. https://hthayat.haberturk.com/yazarlar/emre-ertegun/1076640-spiralde-yolculuk *** Şahitlik kapasitem arttıkça ve olup bitenle özdeşleşmekten, duygu ve düşüncelerimi ben zannetmekten uzaklaştıkça bazı şeyler daha görünür oluyor. Döngülerimi, yaşamımdaki örüntüleri gittikçe daha kolay fark ediyorum. Geçtiğimiz hafta anlattığım üzere kendimi epey kudretli bildiğim ve birçok şeyle eş zamanlı ilgilendiğim bir sürecin içindeyim. Ama ne olduysa iki-üç gün önce yine bi’ ufak düşüşün içinden geçmeye başladım. İçimde bir tatminsizlik; her şey bu kadar güzel ve keyifli giderken derinde bir yerlerde içimi kemiren bir yanım… Neyseki artık bu tip şeyler olduğunda hoş geldin diyebiliyorum. Bazen nereden çıktığını net bir şekilde görürken bazen göremiyorum ama her halükarda bana dair durumların…

  • bize dair

    Kabile-siz çocuklar

    Bu yazı HT Hayat için yazıldı ve ilk olarak orada yayımlandı. https://hthayat.haberturk.com/yazarlar/emre-ertegun/1076549-kabile-siz-cocuklar *** Bir önceki yazıdan, kabilesizliğimizden devam etmek istiyorum. Orada konunun tüm yönlerine dair içimde dönen seslere teslim olmuştum; bugün ise özel bir kısmına dair iki kelam etmek istiyorum: büyüyen çocuklara eşlik etmekten… Bu öylesine hassas ve ince bir konu ki kullanacağım fiili bile birkaç kere düşündüm. Çocuk büyütmek, çocuk yetiştirmek, çocuk sahibi olmak gibi kavramlarda sakatlık varmış gibi geliyor. Çocuk yapmak desen, o hepten bi tuhaf… :)) Çocuğum yok, anlık itkiler haricinde hiçbir zaman buna niyetlenmedim de (şimdilik). Yani bu konuda atıp tutmak için doğru kişi olduğum son derece şüphe götürür. Bunla birlikte son yıllarda ve özellikle son…

  • bana dair,  bize dair

    Kabile-siz

    Bu yazı HT Hayat için yazıldı ve ilk olarak orada yayımlandı. https://hthayat.haberturk.com/yazarlar/emre-ertegun/1076499-kabile-siz *** Geçen hafta bir sabah telefonumu açtığımda bir arkadaşımın veda sözcüklerini gördüm. Artık gücünün yetmediğini, kaldıramadığını ve gitmeye karar verdiğini yazmış. Tabii hızla aradım, ulaşılamıyor; durumunu bilebilecek olası kişilere ulaştım, kimsede bilgi yok. Yaklaşık yarım gün boyunca erişemedikten sonra çok şükür ki iyi haberi duyduk: Yapmamış! Sesi çok bitkin ve yorgun geliyordu ama en azından hâlâ bir sesi vardı. Onun hikâyesini anlatacak değilim. Zaten o kadar fazla detay da bilmiyorum. Geçtiğimiz yıl tanıştığım, keyifli, mutlu anlarına, heyecanına ve bir o kadar da çöküntülerine tanıklık ettiğim bir can. Birçoğumuz gibi işte, belki biraz daha derin durumlar yaşıyor ama nihayetinde…

  • bize dair

    İnsanın çırası

    Geçen haftaki yazı “Ben tanrıyı çırada gördüm” Kasım 2016’da yazılmıştı ve hemen ertesi gün, tamamlayıcısı olarak alttaki satırlar dökülüvermişti. Ufak tefek dokunuşlarla onu da bugüne taşımak istedim. *** Dün heyecanla ve çabucak yazıverdiğim yazıda belki en önemli cümle şuydu: “Yanacak olanı yakacak olan, yanacak olanın içinde saklı. “Biraz şiirsel, biraz OruçAruobasal, biraz da varyaburadanyürünürsel. Yürüyebilecek miyim diye bakıyorum şimdi. Okuduğunuz ya da okumadığınız üzere, orada bahsettiğim çıra idi. Odunun içinden çıkan ve aslında onun bir parçası olan ama bir o kadar da ayrı madde. Özağırlığı ayrı, görünüşü ayrı, kokusu ayrı, işlevi ayrı. O olmasa da oluyor (ki her kütüğün içinde çıkmıyor); yokluğunda ateş yakamıyor falan değiliz. Ama gazete kâğıdı kullanır, ama ince çalı çırpı…

  • bana dair,  bize dair

    Çember’e güzelleme

    Bu yazı HT Hayat için yazıldı ve ilk olarak orada yayımlandı. https://hthayat.haberturk.com/yazarlar/emre-ertegun/1076343-cember-e-guzelleme *** Başlamadan: Eğer ki çember deyince aklınıza sadece bir geometrik şekil geliyorsa, arama motorunuza “çember-101” yazarak en üstte çıkan yazıyı okumak, neyden bahsettiğimi daha iyi anlamanıza yardımcı olabilir. *** Huzurla uyandım bugüne. Uzunca bir zaman dirençli olduğum çevrimiçi çemberlere ısınıyorum yavaş yavaş ve dün, dört hafta sürecek bir yolculuk için ilk kez bir araya geldik sevgili grubumuzla. Sıcacıktı… Sabah gözümü açtığımda zihnime düşen ilk şey, bunun şükrü oldu. Yıllardır yüzlerce çembere oturdum, birçoğunu kolaylaştırdım; buradaki büyüye hâlâ akıl sır erdiremiyorum. Ne oluyor da çok temel ve basit birkaç ilke/niyet çerçevesinde bir araya gelen herhangi bir grup, bir anda bambaşka…

  • bize dair

    Gözyaşları

    Gözyaşların pek kıymetli, onlara sahip çık. Ruhun kendini ifade etme ve şifalanma yollarının başında gelir; ayrıca senle temasta olduğunu gösterir. Geldilerse mutlaka bir şey anlatıyorlardır, algını dört aç. Her zaman sözcüklerle konuşmadıklarını da hatırla; ne söylediklerini işitmek, kelimelerle anlamak olmayabilir. Onları sakın tutma, geldiklerinde bırak aksınlar. Tutulan gözyaşları bedeninde katılaşır ve hayat enerjinin akışını tıkar. Hele ki bir can dostun, sevgilinin ya da anne/baba/evladın şahitliğinde teşrif ettilerse ne büyük armağan; hiç tutma, hiç… Birinizden süzülüveren gözyaşlarının nasıl da derin bir bağlantı fırsatı olduğunu deneyimleyin birlikte. Yalnızca eşlik edin birbirinize, bir şey yapmanıza gerek yok. Teskin etmenize, yatıştırmanıza, korkmanıza hiç gerek yok; tazelenmenin ve bu kutlu an’ı paylaşmanın güzelliğini deneyimleyin sadece.…