eş-dost sigorta
Zaman zaman “Biz kendi devrimimizi yapalım, iyi hoş da dışarıdaki dünya bir anda değişmiyor ya.” benzeri cümleler geçiyor zihnimden ama aslında değişiyor, biliyor musunuz? Bireysel-içsel adımlarım, dış dünyada görünen her durumu bir anda değiştirmese de kendimden bildiğim, her adımımın küçük dünyamdaki her şeye sirayet ettiği ve karşıma çıkan kimselere, durumlara da yansıdığı… Bunu ispatlayamam ama bariz bir şekilde böyle olduğunu söyleyebilirim.
Bu girizgâh, şu sıralar yaşamakta olduğumuz bir durumu alternatif bir şekilde karşılamamızın felsefesinin girişi mahiyetinde. Bahsi geçen durumu uzun uzadıya anlatmaya gerek duymuyorum ama işin özü, beklenmedik-sevimsiz bir şeyler oldu ve bir anda bizim için yüklü bir meblağ (7.500 TL) ödeme gerekliliği ortaya çıktı ve karşılaştığımız bu soğuk gerçeklik sonucunda birtakım adımlar ortaya çıkmaya, bazı fikirler kendilerini hatırlatmaya başladı.
***
Bir kişiyi ya da bir aileyi zorlayacak birçok durum, bir araya geldiğimizde kolayca halledilebiliyor lakin önce böyle bir seçeneğin aklımıza gelmesi gerekiyor. Bir araya gelmek, dayanışmak, topluluk olmak; sadece maddi değil, hemen her durumdaki eksiklerimize merhem olmakla birlikte bu yazıda maddiyatla devam ediyorum.
Bugün beklenmedik bir maddi külfetle karşılaşıyorum ve topluluğumdan destek istiyorum. Dostların el vermesiyle üstesinden geliveriyoruz ve yükü tek başıma taşımak zorunda kalmıyorum. Yarın farklı bir durum sende tezahür ediyor ve sen talep ediyorsun, bu sefer de hop sana uzatıyoruz elimizi ve öbür gün de ötekine… Tamamen gönüllü bir dayanışmadan bahsediyorum; her seferinde o anki maddi durumuna ve gönlünden geçene göre destek sunduğun…
Çok basit ama yapmıyoruz işte. Bu durumla kavgalı değilim ama; zaten kavganın pek bir şeyi çözdüğünü görmedim bugüne kadar. Basitçe, uzun zamandır -istisnalar hariç- kolektif seçimimiz bu şekildeydi ve geldiğimiz noktada* yeni bir seçim yapma vakti geldi gibi geliyor bana; hepsi bu. Parayı tabu olmaktan çıkarır ve birbirimizi bu ve diğer yollarla beslemeye alan açarsak; belki bundan da önemlisi bu şekilde beslenebileceğimizi hatırlayabilir ve kırılgan olmayı göze alıp ihtiyaç duyduğumuzda destek isteyebilirsek (çünkü biz istemediğimiz sürece büyük bir olasılıkla kimsenin aklına bile gelmeyecek bu) bir sürü konu kolayca halloluverecek. :))
* Geldiğimiz nokta derken küresel düzeyde, ihtiyacımızın çok üstünde üretim yaptığımız ve her türlü yoksulluğun sebebinin üretim miktarıyla hiçbir ilgisi olmayıp sadece uygulanan politikalar ve eşitsiz dağıtım olduğu (herkesin bildiği bir örnek: dünyanın bazı bölgelerinde obeziteden ölenler ve obezite ile mücadele için ayrılan milyar dolarlar ve ayrıca her gün çöpe giden binlerce ton gıda, diğer bazı bölgelerinde ise sağlıklı gıdaya ulaşamayan milyonlarca insan); daha küçük düzeylerde ise gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerdeki hemen her -genişletilmiş- arkadaş grubunun (en azından orta sınıf civarındakilerin), birbirlerinin sorunlarına derman olma gücünün olduğu gerçeğini kastediyorum…

***
“Normalde” ise her koyunun kendi bacağından asıldığı dünyamızda; hastalık, kaza ve diğer beklenmedik durumlarda, varsa birikmiş para kullanılır, yoksa banka kredisine veya aileden desteğe başvurulur. Çok nadiren dostlardan borç istendiği de olur ama para denen forma mendebur olarak bakıldığından mütevellit, bunun ilişkilere zarar verme olasılığından korkulduğu için bu topa kolay kolay girilmez. Hele ki ne kadar zor durumda olursak olalım, dostlardan karşılıksız destek istemek; değil uygulamaya geçmek, hemen hiçbir insanın aklının ucundan bile geçmez. Göremeyeceğimiz kadar uzak bir ihtimaldir bu…
Bu böyle olmak durumunda değil diye düşünüyorum. Mesela 7 yıl kadar önce bir ilhamın yansıması olarak topluluk sigortası (kumbarası) diye bir yazıya vesile olmuş ve tam da bu konuyu ortaya atmıştım. Belki okumak istersiniz. Zihinlerimizi havalandıralım, olasılıklar dünyasına başka türlü bakalım biraz. Yazının akabinde, çağrımı duyan bir grupla İstanbul’da bir buluşma bile yapmış, üstüne bir de fb grubu kurmuş ve bir sürü fikir oluşturmuştuk. Bir yerden sonra bunun takibini yapmadık ve hayata geçirmedik ama ne gam. Bu tohum bir şekilde kalplerimize ekildi ve kim bilir farkında olalım/olmayalım, nelere vesile oldu/olacak…
***
Beni bu yazı için bilgisayarın başına oturtan sebep, havalanan bu fikirlerin iletilmesine aracı olmak idi. Bunla birlikte bu kadar anlatmışken, uygulamaya geçebilir ve desteğe açık olduğumuzu da paylaşabilirim değil mi? Bizi epey zorlayan masrafın ucundan -az çok demeden- tutmak ve cenazeyi birlikte kaldırmak isterseniz lütfen buyurun, bana seslenin :)) Merak edenlere konunun ne olduğunu da anlatırım. emreertegun@gmail.com
Eş-dost sigorta fikri ya da benzeri dayanışma uygulamaları, yaşamın maddi-manevi binbir türlü boyutundan yalnızca biri. Bana kalırsa yaşamın her alanında benzer dayanışma ağları kurabilir; alternatif fikirleri, projeleri, düşünceleri birbirimizle paylaşabilir ve işleri çok karmaşıklaştırıp büyütmeden hemen şimdi ufaktan hayatımıza alabiliriz. Bir gün kalplerimizin mümkün bildiği daha güzel dünyada yaşayacaksak, gidiş yolu böyle olacak gibi geliyor bana. Küçük küçük, bireysel, topluluksal dayanışma ağlarımızı sıkılaştıracağız, bunlar hem yayılacak hem kartopu gibi büyüyecek ve bir noktada geldiğimiz noktaya biz de şaşıracağız.
Başka türlü bir dünyada yaşamayı seçebiliriz. Bunun için politik liderlerden, kurumlardan bir şey beklemeden harekete geçebiliriz. Özlediğimiz dünya her birimiz için şimdi ve burada; aldığımız her kararda, attığımız ve atmadığımız her adımda, sorguladığımız her düşüncede bizi bekliyor.
Hemfikir miyiz? Umarım. :))
Not: Durumu ilk olarak geçtiğimiz hafta; yazı, etkinlik ve diğer duyurularımı paylaştığım emreden-duyurular e-posta grubunda dillendirdim ve bunun üzerine destek çıkan dostlar oldu. Sonrasında da yaşadığımız yerde yakın can’ların olduğu bir grupta paylaştım ve onlar da ucundan tuttular. Bakalım bu paylaşım kimlere ulaşacak, kimlerin içindeki dayanışma ateşine dokunacak.